30 Mayıs 2013 Perşembe

DEVLET MEMURUNUN BAŞINA TORBA GEÇİRME

Bu defa iki kez torba geçiriliyor.
Hem 2 milyon 250 bin memurun temel yasası olan 657 sayılı yasada yapılmak istenen değişiklik, ilgisiz konularla birlikte bir torbaya doldurularak katakulliye getiriliyor.
Hem de devletin memuru, AKP’nin müridi yapılmak isteniyor.
16-17 Kasın 2011 tarihlerinde, “Devlet memurunu tasfiye operasyonu” başlıklı yazılarda işaret ettiğim tehlikeler, yasa tasarısı olarak torbaya kondu, meclise sevk edildi.
KESK, 21 Mayıs 2013 tarihinde basın açıklaması yaparak tasarıya itiraz etti. 21-27 Mayıs tarihlerinde işyerlerinde referandum uygulama, 5 Haziran’da da Türkiye çapında greve çıkma kararı aldı.
KESK, “ÇSG Bakanlığı ile aylardır yaptığımız toplantılarda taraflar olarak üzerinde uzlaşma sağladığımız hiçbir konuya yasa tasarısında yer verilmemiştir” diyor.
Yani AKP, masada sendikalara hemfikir göründüğü konularda bile başka bir planı olduğunu göstermiş, toplantıların ise, göz boyama aracı olarak kullanıldığını, bir kez daha göstermiş.
Memurun başına geçirilmek istenen torbada neler var?
Kamuda, Müdür, İl Müdürü, Daire Başkanı kadroları için atamalarda aranan, 8, 10 ve 12 yıllık hizmet süresi 5 yıla indiriliyor.
5 yıla, özel sektörde çalışılan süre de dahil ediliyor.
Daha önce hiç memuriyeti olmayanlar da atanabilecek.
Belirli süre o kurumda çalışmış olma, belirli bölümleri bitirmiş olma gibi şartlar aranmayacak.
Adalet, İçişleri ve Dışişleri Bakanlıkları da bu kapsama alınıyor. Örneğin Adalet Bakanlığına, İlahiyat Fakültesi mezunu, meslekle uzaktan yakından ilgisi olmayanlar, atanabilecek.
KESK Genel Sekreteri İsmail Hakkı Tombul, “tek kriter sadece ve sadece AKP yandaşlığı olacak. Kamuda yıllarca hizmet eden gerekli şart ve nitelikleri taşıyanların başına bu Yandaş-CEO-Tüccar takımı amir olarak atanacak” diyor.

Devleti ele geçirme operasyonu
Tasarıda,
“Kariyer ve liyakat ilkesinin tamamen ortadan kaldırılması vardır.
‘Hükümet memuru’ yaratarak siyasi kadrolaşmanın önündeki son kalelerin de işgali vardır.
Kamu Hastaneleri Birlikleri düzenlemeleri ile hastanelerin yönetimine özel sektörden yüksek maaşla sağlıkçı olmayan CEO ların atanmasına benzer bir uygulamanın tüm kamu alanında genelleştirilmesi vardır.
Personel değil yandaşa göre iş-mevki yaratma vardır.
AKP iktidarına biatta kusur etmeyecek ‘hükümet memurluğu’ yaratılmasıdır.
İş güvencesi sadece kadrodan ibaret değildir. Geleceğe güvenle bakmayı engelleyen her şey, iş ve ücret güvencesinin bir unsurudur.
Çalışma yaşamında belirsizlik yaratan, yarının nasıl olacağını görmeyi engelleyen her gelişme güvencesizliği derinleştirmektedir.
Başta 6111 sayılı torba yasa ve onlarca Kanun Hükmünde Kararname ile kamu alanında taşeronlaştırma yaygınlaştırılmıştır. Esnek, performansa dayalı, kuralsız, güvencesiz çalışma biçimleri İş ve ücret güvencemizle doğrudan bağı olmadığı yanılsaması yaratılan onlarca düzenleme, fiili uygulama ile hayata geçirilmiştir.
Sonuç olarak, sadece sözleşmeli 4/B kadrosu veya geçici personel 4/C kadrosu değil, 4/A kadrosu da önemli bir tehlike ile karşı karşıyadır.
Bugün kamu emekçileri olarak önümüzde iki yol var. Ya işimize, güvencemize göz koyanlara karşı geleceğimize sahip çıkmak için örgütlü mücadeleyi yükselteceğiz ya da AKP’ye biat eden hükümet memurluğu ile güvencesiz, esnek, kuralsız çalışmanın gönüllü kulları olacağız.
Tüm kamu emekçilerini yarın çok geç olmadan, bugün, iş ve ücret güvencesine, insanca yaşam güvenceli gelecek mücadelesine sahip çıkmaya çağırıyoruz.
Bu mücadele hepimizin mücadelesidir.”
KESK’in çağrısı böyle.
Bu, sadece KESK’in değil, bütün konfederasyonların, bütün vatanseverlerin sorunu.
MEHMET AKKAYA

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder