Prof. Dr. Cahit Talas’ı 14 Ekim 2006’da, Prof. Dr. Alpaslan Işıklı’yı 13 Temmuz 2013’de yitirdik. Yıldırım Koç’a uzun ömürler diliyorum.
İşçi sınıfı çok hocalar gördü. Ama üçünün yeri ayrıdır. Hem fikirleri, hem hocaların hocası olmalarıyla...
Hayatlarını işçi sınıfına adadılar. Kitapları boylarını aştı. Onlarca eser bıraktılar, bırakıyorlar
İşçi Partisi Genel Başkanı Sayın Doğu Perinçek, Cahit Talas hocanın vefatının ardından şöyle yazmıştı.
“Cahit Talas, Türk milletinin genlerinde kaydı olanlardandır…
Cahit Talas, vericiler kuşağındandı; alıcılar kültürünün değil, vericiler kültürünün insanıydı. Verir ve verdiği de bilinmez, yayılmaz, reklâm edilmez…
27 Mayıs’ın Çalışma Bakanı. Türkiye’nin ilk Grev ve Toplu Sözleşme Yasası’nı o hazırladı. Cahit Talas’ın birikimiyle içi doldurulan o yasa, 27 Mayıs hükümetinin zamanı yetmedi, daha sonraki hükümet döneminde Meclis’ten geçirildi. Cahit Talas’ın yasası, “Ecevit yasası” diye anılır.
Verici partilerin büyüklüğü, alıcı sistemin çöktüğü koşullarda ortaya çıkar. İşte Cahit Talas’lar, o büyüklüğü o kritik an’a sessizce taşıyan birikimi temsil ederler. Cahit Talas, bir devrimin Çalışma Bakanlığı’nı yaptı. SBF’nin altın yıllarında uzun süre dekanlık görevindeydi; yalnız SBF’nin değil, bütün fakültelerimizin, bütün üniversitelerimizin, hepimizin hocasıydı. 1980 sonrasında SODEP kurucuları arasında yer aldı ve SHP Merkez Karar ve Yönetim Kurulu üyeliğinde bulundu. 18 Nisan 1999 seçimlerinde, İşçi Partisi’nden Ankara Milletvekili adayı oldu. Aynı yıl İşçi Partisi’ne üyelik kaydını yaptıran hocamız, 2002 seçimlerinde de İşçi Partisi adayıydı. Vericiler kültürünün Cahit Talas’ı sandıktan çıkmadı. Sistemin içinde adı kayda geçmemişti. Sandıktan kimlerin çıktığını ve ne yaptıklarını biliyoruz.
İşçi Partisi’ni büyük parti yapan, işte Cahit Talas’ların üyeliğidir, onların birikim ve vicdanıdır.”
***
Alpaslan Hoca, Cahit Talas’ın asistanıydı. Sayın Perinçek’in Talas için dediği “vericilerin büyüklüğünü” o da taşıyordu. Ülkenin bağımsızlığına, milletin özgürlüğüne ve işçi sınıfının iktidarına adanmış bir ömür.
Alpaslan Hoca, 89 Bahar eylemlerinin yanına memurların da katılmasının mimarlarındandır. 1985 ve sonrası, memurların sendikalaşabilmesi için büyük mücadele yürüttü. Ardından, ilk memur sendikaları ve 1992’lere kadar meydanları inleten memurun sesi... İlk dalganın ardından diğerleri ve bugünler…
Böylece, işçi sınıfını memur-işçi diye parçalama ve sınıfın bir bölümünü mücadeleden alıkoyma çöktü.
Alpaslan Hoca, Türk Sendikacılık hareketini ele geçiren Amerikan emperyalizmine karşı, Türk-İş’teki başkaldırının da adıdır. NGO operasyonları, Türk-İş’i Amerikan parasına kurban etmiş, sendikacıların Amerika’ya götürülüp sarı sendikacı olarak yetiştirilmelerine yol açmıştı.
Alpaslan ve Yıldırım Koç Hocaların başlattıkları çalışma, Türk-İş’in Amerika ile her türlü ilişkiyi kestiğini ilan ettiği kongre kararına yol açmıştır.
Sayın Perinçek, Cahit Talas için, “Milletlerin uygarlık birikimlerini, vicdanlarını, akıllarını, güzelliklerini çağların ötesine taşıyan tohumlar vardır. Başaklar o tohumları döker. Toprağın ve karın altında sessiz sessiz yatar o tohumlar; çimlenir; milleti besler ve yeniden tohum verirler. Milletin genlerini yüzyıllardan yüzyıllara onlar taşır” demişti. O tohumlardan biri de Alpaslan Hocadır.
***
Sayın Yıldırım Koç, Alpaslan hocanın yüksek lisans öğrencisidir. Cahit Talas’tan Sayın Işıklı’ya, oradan Sayın Koç’a devam eden miras, “milletimizin uygarlık geniydi, işçi sınıfının sınıfsız toplum idealiydi”.
Sayın Koç, Alpaslan Hoca’nın vefatı ile kendisine bir görev daha düştüğünü gördü. Koştu, İşçi Partisi’ne kaydını yaptırdı. Artık İşçi Sendika Bürosunun başında olacak.
İşçi Partisi, Cahit Talas ve Alpaslan Işıklı’nın aydınlattığı yoldan hızla ilerliyor. Yıldırım Koç ile şimdi daha da güçlendi, tohumlar daha hızlı yeşerecek.
Talas ve Işıklı yaşıyor.
Aydınlık Gazetesi / 17 Temmuz 2013
İşçi sınıfı çok hocalar gördü. Ama üçünün yeri ayrıdır. Hem fikirleri, hem hocaların hocası olmalarıyla...
Hayatlarını işçi sınıfına adadılar. Kitapları boylarını aştı. Onlarca eser bıraktılar, bırakıyorlar
İşçi Partisi Genel Başkanı Sayın Doğu Perinçek, Cahit Talas hocanın vefatının ardından şöyle yazmıştı.
“Cahit Talas, Türk milletinin genlerinde kaydı olanlardandır…
Cahit Talas, vericiler kuşağındandı; alıcılar kültürünün değil, vericiler kültürünün insanıydı. Verir ve verdiği de bilinmez, yayılmaz, reklâm edilmez…
27 Mayıs’ın Çalışma Bakanı. Türkiye’nin ilk Grev ve Toplu Sözleşme Yasası’nı o hazırladı. Cahit Talas’ın birikimiyle içi doldurulan o yasa, 27 Mayıs hükümetinin zamanı yetmedi, daha sonraki hükümet döneminde Meclis’ten geçirildi. Cahit Talas’ın yasası, “Ecevit yasası” diye anılır.
Verici partilerin büyüklüğü, alıcı sistemin çöktüğü koşullarda ortaya çıkar. İşte Cahit Talas’lar, o büyüklüğü o kritik an’a sessizce taşıyan birikimi temsil ederler. Cahit Talas, bir devrimin Çalışma Bakanlığı’nı yaptı. SBF’nin altın yıllarında uzun süre dekanlık görevindeydi; yalnız SBF’nin değil, bütün fakültelerimizin, bütün üniversitelerimizin, hepimizin hocasıydı. 1980 sonrasında SODEP kurucuları arasında yer aldı ve SHP Merkez Karar ve Yönetim Kurulu üyeliğinde bulundu. 18 Nisan 1999 seçimlerinde, İşçi Partisi’nden Ankara Milletvekili adayı oldu. Aynı yıl İşçi Partisi’ne üyelik kaydını yaptıran hocamız, 2002 seçimlerinde de İşçi Partisi adayıydı. Vericiler kültürünün Cahit Talas’ı sandıktan çıkmadı. Sistemin içinde adı kayda geçmemişti. Sandıktan kimlerin çıktığını ve ne yaptıklarını biliyoruz.
İşçi Partisi’ni büyük parti yapan, işte Cahit Talas’ların üyeliğidir, onların birikim ve vicdanıdır.”
***
Alpaslan Hoca, Cahit Talas’ın asistanıydı. Sayın Perinçek’in Talas için dediği “vericilerin büyüklüğünü” o da taşıyordu. Ülkenin bağımsızlığına, milletin özgürlüğüne ve işçi sınıfının iktidarına adanmış bir ömür.
Alpaslan Hoca, 89 Bahar eylemlerinin yanına memurların da katılmasının mimarlarındandır. 1985 ve sonrası, memurların sendikalaşabilmesi için büyük mücadele yürüttü. Ardından, ilk memur sendikaları ve 1992’lere kadar meydanları inleten memurun sesi... İlk dalganın ardından diğerleri ve bugünler…
Böylece, işçi sınıfını memur-işçi diye parçalama ve sınıfın bir bölümünü mücadeleden alıkoyma çöktü.
Alpaslan Hoca, Türk Sendikacılık hareketini ele geçiren Amerikan emperyalizmine karşı, Türk-İş’teki başkaldırının da adıdır. NGO operasyonları, Türk-İş’i Amerikan parasına kurban etmiş, sendikacıların Amerika’ya götürülüp sarı sendikacı olarak yetiştirilmelerine yol açmıştı.
Alpaslan ve Yıldırım Koç Hocaların başlattıkları çalışma, Türk-İş’in Amerika ile her türlü ilişkiyi kestiğini ilan ettiği kongre kararına yol açmıştır.
Sayın Perinçek, Cahit Talas için, “Milletlerin uygarlık birikimlerini, vicdanlarını, akıllarını, güzelliklerini çağların ötesine taşıyan tohumlar vardır. Başaklar o tohumları döker. Toprağın ve karın altında sessiz sessiz yatar o tohumlar; çimlenir; milleti besler ve yeniden tohum verirler. Milletin genlerini yüzyıllardan yüzyıllara onlar taşır” demişti. O tohumlardan biri de Alpaslan Hocadır.
***
Sayın Yıldırım Koç, Alpaslan hocanın yüksek lisans öğrencisidir. Cahit Talas’tan Sayın Işıklı’ya, oradan Sayın Koç’a devam eden miras, “milletimizin uygarlık geniydi, işçi sınıfının sınıfsız toplum idealiydi”.
Sayın Koç, Alpaslan Hoca’nın vefatı ile kendisine bir görev daha düştüğünü gördü. Koştu, İşçi Partisi’ne kaydını yaptırdı. Artık İşçi Sendika Bürosunun başında olacak.
İşçi Partisi, Cahit Talas ve Alpaslan Işıklı’nın aydınlattığı yoldan hızla ilerliyor. Yıldırım Koç ile şimdi daha da güçlendi, tohumlar daha hızlı yeşerecek.
Talas ve Işıklı yaşıyor.
Aydınlık Gazetesi / 17 Temmuz 2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder