6 Eylül 2013 Cuma

YATAĞAN, KEMERKÖY, YENİKÖY VE ÇATES

Bunca yenilgiye rağmen, ne Türk-İş merkezi, ne de bağlı sendikaların önemli kısmı, “neden özelleştirmeye karşı mücadelelerde başarılı olamıyoruz” diye oturup düşünmediler. Düşündülerse de kimsenin haberi yok. Aynı tas aynı hamam çünkü. -Yumurta kapıya dayanmadan harekete geçmediler. -İşçiyi zamanında hazırlamadılar. -Fabrika ya da işletme ile ilgili diğer örgütlerle dayanışma içine girmediler. -Halkın desteğini almak için yeterince çaba göstermediler. -Daha da önemlisi, başaracaklarına inanmadılar. Hükümetin yanında saf tutup, özelleştirmeyi önlemek için bilerek kılını kıpırdatmayanlarınki, hata değil, ihanettir. O ayrı bir konu. Başarılı olunamasa bile, başarının denklemlerini doğru kuran, derslerle dolu örnekler de vardı elbette. Büyük Zonguldak yürüyüşü, Seka destanı, TEKEL direnişleri, Seydişehir destanı, Şeker mitingleri, Tüpraş mücadelesi vs. Bunlar niye başaramadı mı? Daha özel sebepleri var. Örneğin, SEYDİŞEHİR destanı... 45 bin nüfuslu bir kentin tümüyle ayağa kalktığı, kadını erkeği yaşlısı genci, esnafı köylüsü ile fabrikaya siper oldukları o kahraman mücadele, bizzat Salim Uslu’nun müdahalesiyle kırılmıştı. Yatağan mücadele ediyor, Tes-İş ve Maden-İş seyrediyor Yenilgilerden ders almış, başarılı mücadelelerden beslenmiş bir mücadele sürüyor şu günlerde.. T. Maden-İş ve Tes-İş Sendikalarının Yatağan Şubeleri, aylardır, Yatağan, Kemerköy, Yeniköy Santrallerini ve santrale yakıt sağlayan kömür işletmelerini savunma mücadelesi yürütüyor. Hükümetin buraları satmak için karar vermesine engel olmaya çalışıyorlardı. On binlerce bildiri dağıttılar. 100’e yakın ekip oluşturup, esnafı, kitle örgütlerini, partileri, Kurumları ve köyleri dolaştılar. Konferanslar, toplantılar, yürüyüşler yaptılar. Sendikalara seslendiler, halka seslendiler. İhale salonlarını bastılar, fabrikalara bakmaya gelen taliplerin temsilcilerini kovdular, jandarmayla, polisle karşı karşıya geldiler. Ama aylardır süren bu mücadeleyi, ne istifa eden Türk-İş eski Başkanı Kumlu, ne de Türk-İş’in diğer yöneticileri gördü. Bu kadar da değil. Şubeleri mücadele ederken seyretmek yerine, oralara karargah kurup mücadeleyi bizzat planlamaları gerekirken Tes-İş ve T. Maden-İş Sendikalarının Genel merkezleri, kıllarını kıpırdatmıyor. Oysa daha dün, bu aymazlıkları yüzünden, son dakikada dostlar alış verişte görsün misali başarısız bir mitingle yetinmeleri yüzünden, Kangal ve Seyitömer Santralleri satıldı. Varsın kıllarını kıpırdatmasınlar. Yatağan, Kemerköy ve Yeniköy işçileri, onları sahaya indirecektir. Göreceğiz hep beraber. Hükümet satış için düğmeye bastı Hükümetin satış planı açıklandı. Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun 26 Ağustos tarihli tebliğine göre, santralleri, kömür ocaklarını, taşınmazları ile beraber 2016 sonuna kadar satacaklarmış. Yıllardır buralara bir çivi bile çakmayan hükümet, satış kararının hemen ardından kesenin ağzını da açtı. Alıcılara daha karlı sunmak istiyor burayı. “Kemerköy EÜT’de OBS Trafoları ile Kömür Alma Sistemi D14 İstasyonu Arasına Enerji Besleme Hattı Yapılması” işini ihaleye açtılar. Yatağanda mücadele daha da yükselecek. ÇATES destan yazmaya hazırlanıyor Çatalağzı Termik Santralin (Zonguldak) satışı da, hükümetin planına göre en geç 2015 sonu. Zonguldak’a kabus çökmüş gibi. TTK kömürünün büyük kısmını kullanan ÇATES’in satılması, sadece ÇATES’ten yararlanan işçi ve esnafın değil, TTK’nın ölümü de demekti. Hemen herkes farkında bunun. Ama kimsenin kılını kıpırdattığı yok. Gazete demeçleriyle tatmin oluyorlar. İşçi Partisi kolları sıvadı. Adım adım, bütün sendikaları ve kitle örgütlerini, bütün Zonguldak’ı ayağa kaldırmak için yola çıktı. Bu Cumartesi, Sayın Yıldırım Koç, Enerji-İş Genel Başkanı Sayın Volkan Türkyılmaz ve benim konuşmacı olacağımız kahve toplantısı olacak. Zonguldak’tan Yatağan’a selam gidecek. Yatağan ile Zonguldak, yüreklerini birleştiriyor. Aydınlık Gazetesi / 5 Eylül 2013

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder