2 Ağustos 2013 Cuma
HAYDİ SENDİKACILAR, 5 AĞUSTOS’TA SİLİVRİ’YE!
Ergenekon operasyonu başlayalı 6 yıl oldu.
Amerika’da, Oval ofiste düğmeye basılmış, vatanseverlere karşı büyük bir saldırı başlamıştı.
AB, Amerikan düğmesiyle başlayan operasyona doludizgin destek veriyordu.
“Durma AKP, yola devam!”
İşçi Partisi, “bölücü açılımların önünü temizliyorlar” dedi. “Amerikan oyunudur, bağımsızlık ruhuna ve birliğe dinamit atıyorlar” dedi.
Partiler basıldı. Genel Başkanlar tutuklandı. Bilim adamları, gazeteciler, yazarlar, sanatçılar derdest edildi. Gazetelerin televizyonların yöneticilerine kelepçeler vuruldu.
Orduda komutan kalmadı, Amerikan planlarına direnenler, türlü tertiplerle içeri atıldı.
32 tekmili birden gerici basından veryansın edilirken, yurtsever basına, “konuşmayacaksın, yazmayacaksın” dendi.
Vatandaş telefonu eline alamaz, 3 kişi yan yana gelemez oldu.
Saldırıdan kurtulmak isteyenler, “vallah ben de Amerikancıyım”, diyor, Başbakana, Cumhurbaşkanına biat mektupları gönderiyorlardı.
İşçi Partisi yıllar yılı, yalnız başına mücadele etti bu teröre karşı.
Hele ki etti. Bütün örgütler sinmişti. İşçi Partisi de direnmese, plan başarıya ulaşacak, Türkiye’nin parçalanması gerçekleşecek, millet birbirini boğazlayacak, ülke kan gölüne dönecek, irtica ve bölücülük ortaçağ karanlıklarına sürükleyecekti ülkeyi.
Bugünlerdeki milyonların ayağa kalkışı, İşçi Partisi’nin yılmayan ısrarı ve önderliği sayesindedir.
Sendikacılar ise, film izler gibi izlediler olanları.
Türk-İş, DİSK seyretti. T. Kamu-Sen ve KESK seyretti.
Uzak bir ülkede çevrilmiş macera filmini izler gibiydiler.
Sustular, haksıza cesaret verdiler.
Etliye sütlüye karışmazsak onlara dokunulmaz sandılar.
“Meydanlarda susma sustukça sıra sana gelecek dedi işçiler. Ama sendikacılar sustu.
Memur-Sen ve Hak-İş ise, AKP’nin bütün gerici planlarına verdikleri desteği, bu kez de verdiler. Planın arkasındaki ABD ve AB’yi de gördüler. Ne yaptıklarını biliyorlardı.
Peki ya Türk-İş, DİSK, KESK ve T. Kamu-Sen? Ne yaptıklarını biliyorlar mı?
Bilmedikleri ortada. Amerika’nın ülkeyi parçalarken vatanseverleri ve orduyu bastırmasına ses çıkarmayanlar, Amerikan çuvallarından başlarını bir türlü çıkaramadılar.
*
Silivri zindanına türlü tertiplerle atılanlara gözlerini kapatanlar, kaçınılmaz olarak kendilerine de saldırı daveti yapmış olurlar.
Oldular da.
Yandaş sendikalara en yukarıdan destek operasyonları yapıldı.
Mücadeleci ve yandaş olmayanların ise, kırılmaları için olanca güçle saldırıldı, saldırılıyor.
Türk-Metal’in Genel Başkanı tutuklandı.
Orman-İş, Tarım-İş, Belediye-İş, Tümtis, Hava-İş, T. Maden-İş, Petrol-İş, Tekgıda-İş, Hava-İş, Genel-İş üyeleri zorla Hak-İş’e geçirildi. DİSK’ten Oleyis, Türk-İş’ten Liman-İş koparıldı.
Satılmayan kamu kurumu kalmadı. Mustafa Kumlu ve Ergun Atalay’ın örgütlü oldukları yerler bile saldırıdan nasibini aldı. Parçalandı, satıldılar.
İşsizlik 6 milyonu aştı, taşeron işçilik 4 milyona yaklaştı.
Kiralık işçi büroları geliyor, esnek çalışma yayılıyor.
Emperyalistler ve onların temsilcileri bir tek fabrika yapmıyorlar.
İşte gelinen yer.
Ülkesine sahip çıkmayan, kendisine de sahip çıkamaz.
5 Ağustos’ta, emperyalizmin Türkiye’yi sömürgeleştirme ve parçalama davası görülecek.
Irak’ta, Afganistan’da işçi sınıfının ve sendikal hareketin durumunu görmezden gelir, ülkenize sahip çıkmazsanız, üzerinde sendikacılık yapacağınız topraklar olmayacak.
İşçiler ve memurlar oradalardı. Görüyoruz. 5 Ağustos’ta da orada olacaklar, biliyoruz.
Gözler Sendikacıları arayacak.
“Türkiye’nin geleceğine karşı yapılan bu en büyük emperyalist saldırıda, sendikacılar neredeydi, ülkelerine sahip çıktılar mı” sorusu, herkesin sorduğu olacak.
Haydi Sendikacılar, 5 Ağustos’ta Silivri’ye!
Aydınlık Gazetesi / 1 Ağustos 2013
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder